PolitikART
Anı-Hikâye

Şehadetinin 40. yılında Necmettin Büyükkaya - II

PolitikART Özel
Rojan Hazim
Necmettin her fırsatta Kurdistan milli güçlerinin birliğinden bahsederdi. Kurdistan mücadelesinin başarısının bu büyük milli birliğe bağlı olduğunu anlatırdı ve bizden de bu ruha uygun davranmamızı ister, bu düşünceyi yaymamızı öğütlerdi. Bu anlatım ve pratiğinden görüyorduk ki Necmettin sadece bir parçanın değil, büyük Kurdistan'ın devrimcisiydi.

Şivan Saleyî, YNK'li bir peşmerge ve Necmettin Büyükkaya

 

YNK'li dostum Şivan Saleyî'nin anlatımıyla Necmettin...

YNK'li dostum Şivan Saleyî'yi 70'li yılların ikinci yarısında tanıdım. Kuzey, Doğu, Güney ve Batı Kurdistan sınır boylarında, mücadele alanında karşılaştık, tanıştık. O süreçte bu Kerküklü genç ve idealist YNK'liye, bölgede faaliyet yürütürken hep dayanışma gösterdik... Saleyî, Necmettin ile yakından tanışıyordu. Necmettin üzerine yıllar önce 23 Ocak 2008'de, Kürtçe bir yazım Yeni Özgür Politika'da yayınlanmıştı. Epey bir zamandır, şehit edilişinin 40. yılında da Necmettin’i bir yazıyla anmayı planlıyordum. Bunu düşünürken Haziran 2021’de Şivan Saleyî (Emin Rauf) ile de Kopenhag'da sohbet ettim. Necmettin YNK ile çok yakındı, onlara örgütsel düzeyde destek veriyordu ve Şivan Saleyî ile de yakın dosttu. Ortak dostumuz olan YNK'li Şivan Saleyî'nin, Necmettin üzerine olan Kürtçe anlatısını Türkçe'ye çevirdim ve yazıma ekliyorum.

Şivan Saleyî özce şunları anlattı Necmettin hakkında:

Necmettin ile ilk kez 1976 Mayıs ayında, Batı Kurdistan'ın başkenti Qamişlo'da karşılaştım ve yakından tanışmam öyle başladı... Tabii o zaman biz onu "Kak Selah" olarak tanıdık. Sonradan gerçek adını öğrendik. Tüm faaliyet içinde o bizim Hevrê (Yoldaş) Kak Selah'ımızdı.

Daha ilk karşılaşma ve tanışmada Necmettin ile sıcak bir iletişimimiz oldu. Deyim yerindeyse kimyamız daha baştan birbirini tuttu.

YNK daha yaklaşık bir yaşındaydı biz tanıştığımızda. O dönem YNK'nin birçok kurucu kadrosu da oradaydı. Newşirwan Mustafa, Ebdulrezak Feyli, Adil Murad, Dr. Kemal Hoşnav ve daha birçokları…

Güney Kurdistan devrimci mücadelesi, özellikle 1975 yenilgisinden sonra yeni bir evreye gelmiş, yeni bir örgütlenme oluşmuştu. Hepimiz çok heyecanlı ve bir o kadar da enerjik ve atılgandık. Böyle bir devrimci eylemlilik içindeyken Kuzey Kurdistanlı devrimcilerle karşılaşmak, tanışmak bize güç veriyordu, bizleri motive ediyordu. O atmosferde benim gibi genç YNK kadroları, Necmettin gibi lider bir kadroyla tanışmaktan çok mutlu olmuştuk. Daha o ilk karşılaşmada bizde müthiş bir sempati yaratmıştı Necmettin. Bunu anlatırken o ilk sahne gözlerimin önünde ve aynı o zamanki gibi heyecanlanıyorum.

Necmettin bizde çok sıcak ve samimi bir etki bırakmıştı. Onu öyle tanıdık ve o intiba hep devam etti.

Belirttiğim gibi YNK'nin o ilk örgütlenme döneminde bizler saha çalışmalarına ağırlık vermiş ve Güney Kurdistan devrimci mücadelesini yeniden örgütlemeye, sıcak mücadeleye, silahlı savaşa hazırlanıyorduk. En büyük lojistik ve destek alanlarımız Kuzey, Doğu ve Batı Kurdistan'dı. Kuzey Kurdistan alanında bizlerle dayanışan birçok yurtsever kişi ve örgüt vardı fakat açıkça belirtmeliyim ki Necmettin yoldaş en baştaydı ve neredeyse tüm zamanını bizimle dayanışmaya, bize destek olmaya ayırmıştı.

Güney Kurdistan'ın, Doğu ve Kuzey Kurdistan sınırlarına yakın bölgeleri bizim en başat faaliyet alanlarımızdı. O nedenle hem Kuzey hem de Doğu Kurdistan devrimci yurtsever kişi ve örgütleriyle yakın bir ilişkimiz vardı.

Necmettin'in Güney Kurdistan devrimci mücadelesiyle dayanışma ve desteği sadece Kuzey Kurdistan ile sınırlı değildi. Batı Kurdistan'da, Kuzey Kurdistan'da, Doğu Kurdistan'da, bütün geliş gidiş güzergâhlarında en büyük desteği Necmettin verdi hareketimize.

Benim Necmettin ile devrimci çalışmam, mesaim çok oldu. Ben Batı, Kuzey ve Doğu Kurdistan hattında aktif çalışıyordum. O nedenle de Necmettin ile çok yakın, sıkı ilişkim vardı. Batıdan, Kuzey ve Doğu üzerinden Güney Kurdistan'a birçok kez beraber gittik, geldik. Devrimci mücadelenin hayati derecede ihtiyaç duyduğu malzeme, materyal ve ekipmanın aktarımını birlikte yaptık. Bu zaman sürecinde Siverek'te onun baba evinde çok kaldım, kaldık. Onunla, başta çok sevdiği şehri Siverek'i, sonra Diyarbakır'ı, Van'ı, Hakkari'yi gezdik, buralarda kaldık. Mardin, Şırnak, Dicle ve Habur üzerinden Hakkari bölgesini çok zaman yaya halde arşınladık.

Bütün bu çok tehlikeli yolculuklarda bize soğukkanlılığı, dikkati, dayanmayı öğretti. Bize hep örnek oldu. Özellikle Kuzey Kurdistan alanından geçerken o çoğu zaman bizzat bizimle olurdu ve o vakit kendimizi daha çok güvende hissediyorduk. Bu seyrüseferlerde karşılaştığımız birçok badireyi Necmettin'in soğukkanlılığıyla atlattık. Varlığıyla acayip bir güven ve cesaret veriyordu.

Bu yolculuklara hazırlanırken, çıkarken, yol alırken çok planlı davranırdı. Gidiş-geliş güzergâhlarını büyük bir disiplin içinde planlardı. Her yolculukta bize “sakin olun, ağzı sıkı olun, yol boyu çok dikkatli olun, iyi gözleyin, sağlam gözlem yapın” derdi. Her konakta insanlarla dikkatli ama sıcak ilişki kurmamızı öğütlerdi. Biz de olabildiğince Necmettin'in dediklerine uygun davranırdık. O nedenle de bu güzergâhlarda birçok dostumuz oluştu.

Gerek 1976 gerek 1978 Hakkari bölgesinde zayiatlarımızın oluşmaması için Necmettin çok çabaladı ancak o dönemin zor şartları içinde, önlenmesi hayli güç bir saldırıyla karşılaştık ve ne yazık ki ağır kayıplarımız oldu.

Sonradan, toparlanma sürecinde Necmettin daha deneyimli bir faaliyet yarattı ve bizlerin çalışmalarının nispeten daha güvenli yürümesi için etkili bir çaba sarf etti.

Necmettin her gelişinde Mam Celal ile görüşürdü. Çoğu zaman beraber giderdik Mam Celal'in yanına. Mam Celal Necmettin'e çok güvenirdi. Yazdığı mektupları Necmettin'e verir ve gerekli yerlere iletmesini isterdi.

1979-80-81 döneminde de YNK Merkez Karargâhı’nın bulunduğu ünlü Navzeng'e (Kaledize'ye yakın Doğu ve Güney Kurdistan sınırı) beraberce birçok yolculuğumuz oldu. Beraber resimlerimiz var o alandan.

Gerek Qmişlo'da gerekse merkez karargâhımızda beraberken Necmettin bize hep tarihten bahsederdi. Özellikle Kuzey Kurdistan mücadelesini, geçmiş başkaldırıları, yenilgileri, neden ve sonuçlarını anlatırdı. Yeni mücadele döneminden söz ederdi.

Necmettin her fırsatta Kurdistan milli güçlerinin birliğinden bahsederdi. Kurdistan mücadelesinin başarısının bu büyük milli birliğe bağlı olduğunu anlatırdı ve bizden de bu ruha uygun davranmamızı ister, bu düşünceyi yaymamızı öğütlerdi. Bu anlatım ve pratiğinden görüyorduk ki Necmettin sadece bir parçanın değil, büyük Kurdistan'ın devrimcisiydi.

Necmettin insan olarak alçakgönüllü, güler yüzlü, hoşsohbet ve sosyal bir insandı. Sadece bizim lider kadrosuyla değil, peşmergelerle de yakından ilgilenir, oturur, konuşur, anlatırdı. Bu yönünü gördükçe daha çok sevdik Necmettin'i. Çünkü bizim lider kadrosundan bazıları hiç de mütevazı değillerdi. Ayrıca Necmettin bizim birçok lider kadromuzdan daha çok çalışıyordu. Erkenden kalkar, bizleri de kaldırır ve geç saatlere dek çalışır, koştururdu. Çok terbiyeli, saygılı ve kibardı. Çalışmada da çok disiplinli ve enerjikti. Bu sürede ondan çok şey öğrendik.

Kendi siyasi yaşamından da bize bahsetmişti. Anımsadığım kadarıyla, önceleri Dr. Şivan hareketi içindeydi ve sonradan bizlerin de DDKD olarak bildiği hareketin lider kadrosundaydı. En son DDKD hareketinden ayrıldığından ve KAK adlı yeni bir örgütlenme içinde olduklarından söz etmişti bize.

O şartlarda bizim Kürtçeyi, yani Sorancayı yazılı olarak öğrenmeye çalışıyordu. Hiç unutmam, hem Qamişlo'da hem de Navzeng'te bizlere Arap-Arami harfleriyle yazılan Kürtçeyi soruyor, bu alfabeyle yazıp okumayı öğrenmeye çabalıyordu. Elinde not defteri vardı ve cevaplarımızı not ederdi. Bir keresinde kendisine, “Bu Arap-Arami harflerini öğrenmeye ne gerek var?” diye sormuş ve hepimizin Latin harflerine yönelmemiz gerektiğini söylemiştim. O da uzun vadede Latin harfli alfabe birliği oluşsa da şimdi bu Arap-Arami harfleriyle Kürtçe yazım, eğitim olduğunu; o nedenle de öğrenilmesinin çok yararlı olacağını belirtmiş ve bizi de ikna etmişti.

Necmettin ile son beraberliğimiz

Necmettin ile son görüşmemiz 1980 Ocak ayında Diyarbakır'da oldu. Ben 1982 sonlarına dek Kuzey Kurdistan üzerinden Doğu ve Güney Kurdistan'a gidip geldim. 1983'te de Batı Kurdistan'a geçtim. Bir süre Suriye'de kaldım.

Necmettin'in 1982'de yakalanmasını duyduğumda Kuzey ve Doğu Kurdistan hattındaydım ve içimde bir boşluk oldu. Derin bir acı duydum. 1980 askerî faşist cunta döneminde Kuzey Kurdistan'da neler yaşandığını yakından biliyordum. O nedenle de Necmettin'in başına bir şeyler getirileceğinden endişelendim ve ne yazık ki öyle de oldu.

1983 sonu Avrupa'ya çıktığımda Danimarka'ya yerleştim. 1984 başlarında Necmettin'in Diyarbakır Hapishanesinde katledildiğini Kuzey Kurdistanlı dostlarımdan duyduğumda, bir parçam koptu gibi hissettim.

Bir yoldaşımı kaybettim, bir dostumu kaybettim, bir kardeşimi kaybettim, bir Kurdistan liderini kaybettim. Bu acıyı hep duydum. Necmettin'i hiç unutmadım, unutmadık. O kalbimizde ve hep öyle kalacak. Onu unutmamak, anmak aslında bir yurtseverlik görevidir aynı zamanda. O, Kurdistan şehitler kervanına katıldı ama ölümsüzdür. Onu yüreğimizde, beynimizde yaşatmalıyız.

Necmettin'i, Kak Selah'ı özlemle, büyük sevgi ve saygıyla anıyorum...

 

Yayın Tarihi: 24/01/2024