PolitikART
Kültür-Sanat

"Mühür" - yüz yıl sonra!

Sayı: 318
Serhat Ertuna
İlk çalışmam olan "MORR" (Mühür)(50x50cm), Kürdistan'daki köy ve şehir isimlerinin, daha önce adlandırıldıkları şekliyle, zar zor görülebilen, zar zor okunabilen bir listesini içeriyor. Bu yerleşim yerlerinin isimleri, Atatürk'ün 1923 Lozan Antlaşması'nı onaylayan mührünün ardında kaybolurlar.

Biz Kürtler için 1923 Lozan Antlaşması bir kurucu eylemin tam tersini temsil ediyor: Kürdistan'ın dört parçaya bölünmesi ve kültürel boyunduruk.

Bir asır sonra, bu durumun bugüne kadar doğurduğu sonuçları nasıl gösterilebilirdik? 100. yıl dönümü nedeniyle Lozan'da düzenlenen çeşitli anma etkinlikleri arasında, hikâyenin Kürt sanatçılar tarafından anlatıldığı "2+2=krdstn" adlı bir sergi de vardı.

Bu etkinliklerden “2+2=krdstn” sergisi, sanatçıları hafızayı belgelemeye ve yeniden inşa etmeye davet ederek özgün bir yaklaşım sunuyordu. Kürdistan'ın dört parçasından 20'ye yakın sanatçı, dünü ve bugünü sorgulamak için eserler üretti. Uzman sempozyumları sonuçları vurgulayabilir, kitaplar zorunlu sürgünleri belgeleyebilir ancak sanatsal bir yaklaşımın gücü, mevcut durumu çeşitli sembolik yaklaşımlarla sorgulamasında ve farklı bir gözle yeni düşünme biçimleri yaratmasında yatar!

Ben de o konuk sanatçılardan biriydim! Bir sanatçı olarak, anlaşmanın kendisini bir başlangıç noktası olarak kullanmayı ve bu anlaşmanın sonuçlarını görselleştirmeyi kendime görev edindim.

Hepimizin bildiği gibi dil, kültürün kalbidir ve Kürt dilini yok etmek demek, dünyadaki varoluş biçimimizi yok etmek demektir. Ve bizim için, artık özgürce öğrenemediğimiz veya kullanamadığımız Kürt dili, kültürel boyunduruğumuzun, asimilasyonun sürekli bir hatırlatıcısıdır.

Lozan Antlaşması'na baktığımda ilk dikkatimi çeken şey, bu kâğıt parçasının altında Osmanlı Türkçesiyle "Türkiye Büyük Millet Meclisi Reisi Mustafa Kemal" diye yazılmış mührü oldu. Osmanlı alfabesi yerine hızla Latin alfabesini benimseyecek ve onu bütün bir ülkeye dikte edecek olan Atatürk yönetimindeki Türkiye'nin tam yeni egemenliğini simgeliyor. Bu mührü orijinal biçimine sadık kalarak yeniden yaptım ve bu mühür her iki çalışmamın da merkezi unsuru haline geldi.

Morra Atatürk, 2023

Morra Atatürk, 2023, Serhat Ertuna

İlk çalışmam olan "MORR" (Mühür)(50x50cm), Kürdistan'daki köy ve şehir isimlerinin, daha önce adlandırıldıkları şekliyle, zar zor görülebilen, zar zor okunabilen bir listesini içeriyor. Bu yerleşim yerlerinin isimleri, Atatürk'ün 1923 Lozan Antlaşması'nı onaylayan mührünün ardında kaybolurlar. Türk olmayan hafızaya saldırı ve homojen ulus projesi kapsamında isimleri Türkçeleştirilmiş bu yeler devlet yasasını temsil eden mührün ardında belirsizleşiyor! Mekanlar, dil, kültür, yaşam ve hafıza kilit altında alınır, mühürlenir!

İkinci çalışmam olan "Diz" (Hırsız), eski, siyah-beyaz bir fotoğraf içeren küçük boş (20x15cm) ve büyük (70x50cm) olmak üzere yan yana duran iki çerçeveden oluşan bir enstalasyondur. Küçük çerçeveden “çalınmış” ve büyük çerçeveye hafifçe eğik şekilde yerleştirilmiş fotoğraf, 1873 tarihli, Osmanlı İmparatorluğu'nun Diyarbakır Vilayetinden evli üç kadının stüdyo portresini tasvir ediyor: bir Kürt (solda), bir Müslüman (ortada) ve bir Hıristiyan (Sağda). Bu fotoğraf, tek tipleşme öncesi çok kültürlü ortak bir yaşamı sembolize ediyor.

Küçük ve boş çerçeve, daha büyük bir devletin kültürünü soymaya, yasam gücünü tüketmeye, canlılığını kurutmaya çalıştığı Kürdistan'ı simgeliyor. Büyük çerçeve ise diğer kültürleri kendine mal etmek ve asimile etmek isteyen hırsız devleti temsil ediyor. Onları yeniden çerçevelemek ve çaldığı kültür ile kendini daha da büyük, zengin ve güçlü gösterme niyetinde ama her şey ters gidiyor. Kendine mal etmeye çalıştığı kültür üstüne oturmuyor, çarpık duruyor! Ve bu orantısızlığın üzerinde Atatürk'ün onay mührü var.

Lozan Antlaşması ve Atatürk'ün mührü bize, Türkiye'nin dilleri ve kültürleri mühürlediğini her zaman hatırlatacaktır! Peki Lozan Antlaşması Kürt kültürüne boyun eğdirmeyi başardı mı?... Kürtçe konuşan insanlar var oldukça, kendi dünya vizyonlarını ifade etmek için yaşam ışığını, kendi kültürlerinden alabilen Kürt sanatçılar var oldukça, Lozan Antlaşması'nın olmadığı, Atatürk’ün ya da Erdoğan’ın mührü altında olmayan bir yaşam talebinden asla vazgeçilmeyecektir.

Yayın Tarihi: 10/07/2023